IOT(Nesnelerin İnterneti) Nedir? - SİBER GÜVENLİK EĞİTİMİ

NELER VAR

28 Aralık 2019 Cumartesi

IOT(Nesnelerin İnterneti) Nedir?

Herkese merhaba. Bu yazımda konumuz IOT(Internet of Things) yani nesnelerin interneti. Son zamanlarda karşıma oldukça fazla çıkan bu kavramın ne olduğunu merak edip araştırmak istedim. Yavaş yavaş hayatımıza giren bu teknolojinin özellikle 2020 yılında 5G teknolojisiyle birlikte devrim yaratması bekleniyor. Öncelikle bu kavramın ne olduğunu açıklayalım ve daha sonra geçmişteki örneklerine bakıp ne tarafa doğru evrildiğini hep birlikte inceleyelim.
Nesnelerin interneti "benzersiz bir şekilde adreslenebilir nesnelerin kendi aralarında oluşturduğu, dünya çapında yaygın bir ağ ve bu ağdaki nesnelerin belirli bir protokol ile birbirleriyle iletişim içinde olmaları" olarak tanımlanmaktadır. En basit haliyle dünyada açma kapama düğmesi olan, elektronik veya mekanik her şeyi (matkap dahi olabilir) birbirine dolayısıyla internete bağlama teknolojisidir. İlk olarak 1999 yılında Kevin Ashton tarafından önerilmiştir. Önerdiği sistem "internet of things" kavramını ortaya çıkaran radyo dalgaları ve sensörlere dayalı bir küresel sistem standardı idi. Aslında en basit olarak elimizdeki cep telefonlarını örnek olarak gösterebiliriz. Benim ilk kullandığım telefon Nokia 6610 modeliydi. Gerçekten telefona sahip olduğumda kendimi süper kahraman gibi hissettiğimi hatırlıyorum. Fakat o telefonlarla sadece haberleşip, mesajlaşabiliyorduk. Şimdiki gibi telefonu elimizden düşürmeme durumu yoktu. Bunun sebebini telefonun internete bağlı olmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Daha sonrasında akıllı telefonlar karşımıza çıktı ve dünyanın tamamen değiştiğini akıllı telefonlardan sonra anlamaya başladık. Nesnelerin internetinin ne anlama geldiğini gösteren en önemli örneklerden birisidir bu. Bir nesneyi ya da bir şeyi internete bağladığımızda olabileceklerin bir fragmanıydı. Nesnelerin interneti dendiği zaman sadece cihazların internete bağlanması olarak anlaşılmaması gerekiyor. RFID(etiket okuyucu) gibi cihazların, algılayıcıların bazı cihazlar ile bilgi üretmeleri de bu kavramın içerisinde yer almaktadır.
Yapılan araştırmalara göre bugün internete bağlı 5-6 milyar cihazın olduğu tahmin edilmekte ve bu rakamın 2020 yılına gelindiğinde 26 milyar cihaz seviyesine çıkması öngörülmektedir. İnternete bağlı olmadan yapılan tüm işlemler, her bir nesne şu anda müthiş bir kayıp olarak görülmektedir. Nesnelerin internetinde amaç akılsız olan her şeyi akıllı yapmaktır. Bu akıllı cihazlardan alınan verilerle de makine öğrenmesi, yapay zeka, big data gibi teknolojileri geliştirmek ve akıllı bir dünya yaratmaktır. Akıllı bileklikler, akıllı saatler, akıllı gözlükler, ev otomasyon sistemleri, akıllı arabalar vb. nesneler üzerine yapılan yatırımlarla, hepsi yakın bir zamanda Wi-Fi ve Bluetooth teknolojisiyle internete bağlanıyor olacak.
Nesnelerin İnterneti (IoT) Nasıl Çalışır?
IOT cihazları, topladıkları sensör verilerini bir IOT ağ geçidine veya verilerin yerel olarak analiz edilmek üzere buluta gönderildiği veya yerel olarak analiz edildiği buluttan başka bir uç cihaza bağlayarak paylaşır. Bazen, bu cihazlar diğer ilgili cihazlarla iletişim kurar ve birbirinden aldıkları bilgilere göre hareket eder. Cihazlar işlerin çoğunu insan müdahalesi olmadan yapar ancak insanlar cihazlarla etkileşimde bulunabilirler. Örneğin onları ayarlamak, talimat vermek veya verilere erişmek gibi. Bu web özellikli cihazlarla kullanılan bağlantı, ağ ve iletişim protokolleri büyük ölçüde konuşlandırılan belirli IOT uygulamalarına bağlıdır.
IOT Örnekleri 
IOT kavramını iyice öğrendikten sonra günümüzdeki örneklerini ve gelecek olasılıklarına bir bakalım. Örneğin Nest cihazından bahsedelim.
Bu bir termostat. Google tarafından 2014 yılına 3.2 milyar dolara satın alındı. Evinizde ısıtma sistemine entegre edilebilen bir cihaz. Evinizin sıcaklığını ölçüyor, internetten aldığı hava durumu bilgisi ile karşılaştırıyor, günün hangi saati olduğuna bakarak gerekli ayarlamaları yapabiliyor. Akıllı telefon uygulamasıyla da isterseniz uzaktan da kapatabiliyorsunuz.
Bu da bir priz. Normal prizinize takabileceğiniz "bağlı" bir cihaz. Bu cihazla hangi saatlerde açılıp kapanacağını ayarlayabiliyorsunuz. Ayrıca takılı cihazların ne kadar enerji tükettiği ile ilgili bildirimler de gönderebiliyor ve buna göre de elektrik faturanızı da kontrol edebiliyorsunuz. 
En güzel örneklerinden biri Samsung'un SmartThings teknolojisidir. Bu ürünü aldığınızda yanında sensörler gelmektedir. Akıllı olmayan evinizi akıllı hale getirebiliyorsunuz. Bu sensörleri ışıklarınıza, kapı kilitlerine, kombinize veya hoparlöre bağlayarak akıllı telefonunuzdan tüm hepsini kontrol edebiliyorsunuz. Şu anda akıllı ev otomasyonuna sahip evlerin çoğunluğunda bu teknoloji kullanılmaktadır. 
Tamamen güneş enerjisi ile çalışan ve içinde sensörler bulunan bu çöp kutusu, kapasitesi dolduğunda temizlik görevlilerine bildirim gönderiyor. Çevremizde bulunan taşmış çöp kutularına son yani. 
Endüstriyel anlamda en güzel çalışmalardan biri Waterbee akıllı sulama sistemi. Toprağa yerleştirilen sensörler sayesinde topraktaki nem oranını ölçerek ne zaman ve ne miktarda sulamaya ihtiyaç olduğunu belirliyor ve sonrasında otomatik olarak sulamayı gerçekleştiriyor. Hava durumu tahminlerini internetten alan bu sistem, eğer yakın zamanda yağmur bekleniyorsa, zaten yağmur ile sulanacak toprağı sulamamayı tercih edebiliyor. Bu şekilde elde edilebilecek su tasarrufu oldukça önemlidir. 
Asıl devrimin sağlık alanında gerçekleşeceği öngörülüyor. Yavaş yavaş aslında sağlık sektörünü kökünden değiştirecek teknolojiler kullanılmaya başlandı. Mesela "MimoBaby" isimli bir cihazla bebeğinizi akıllı yapabilirsiniz :) 
Giyilebilir bu teknoloji ile bebeğinizle ilgili bir sürü bilgiye telefonunuzdan erişebiliyorsunuz. Bebeğiniz ne zaman uyudu? Ne kadar süre uyudu? İyi uyudu mu? Kalp atışları ne durumda? Bir sonraki uykusu, yemeği ne zaman? Odasının havası nasıl? gibi sorulara yanıt alabiliyorsunuz. Herhangi bir sorun olduğunda da telefonunuza bildirim geliyor. Gayet güzel bir çözüm olduğuna inanıyorum. 
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Günümüzde birçok nesne artık internete bağlı durumda. Fakat verilerin yetersizliği sebebi ile bu durum yavaş yavaş gerçekleşiyor. Kullandığımız akıllı bileklikler bile bir IoT cihazıdır. Gittiğimiz mesafeyi, attığımız adımları ve bu aktiviteleri yaparken kalbinizin nasıl attığını algılayan sensörlere sahiptir. Bu topladığı verileri bir bilgisayar ya da telefona aktararak, orada analiz edilip hayatımızı düzene koymamızda yardımcı olabilmektedir. İşte bu iki cihazın arasındaki iletişim, nesnelerin internetini oluşturan en temel özelliktir. 
IoT'de En Önemli Sorun "Güvenlik" 
IoT gerçekten çok önemli bir konu. Dünyanın evrildiği noktada iot cihazların yeri oldukça fazla. Faydaları da gerçekten hayat kurtaracak cinsten. Tüm bu faydalarının yanında iot bazı sorunlara da yol açacaktır. Hatta ciddi sorunlar. Birbirine bağlı cihazlar sayesinde sosyal hayatımızı internet üzerinden kayıt altına sunuyor olmamız, ortaya çıkacak veri miktarını inanılmaz derecede arttıracak ve bu verilerin korunması da oldukça güçleşecektir. Düşündüğümüz zaman kötü niyetli bir hacker'ın sizin akıllı ev otomasyonunuzu hackleyip buradan kameralarınıza ulaşabilir hatta zarar verme amacındaysa, akıllı telefonunuzdan çalıştırdığınız fırının ısısını yükseltip evde yangın çıkmasına dahi neden olabilir. Bu zamana kadar piyasaya sunulan tüm IoT cihazları büyük güvenlik açıklarına sahipti. Bu sorun çözülmeden de bu teknolojinin hızlıca hayatımıza girmesi oldukça zor görülüyor. IoT cihazlarının IoT ile biz geliştikçe, güvenliğinde aynı oranda paralel olarak gelişmesi gerektiğini düşünüyorum. Siber güvenliğin IoT ile ilgili önemini kabul etmezsek, kendimizi her zamankinden daha savunmasız hale getirme riskini taşıyoruz. Bilmeliyiz ki internete bağlı her cihazın hacklenme olasılığı oldukça yüksektir. Siber Güvenlik bilincinin hem sistem kurulumcularında hem de son kullanıcılarda oluşması zorunlu bir hale gelmektedir. Güvenliği hiçbir zaman ikinci plana atmamamız gerekiyor özellikle de Siber Güvenliği...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder